11 Mayıs 2008 Pazar

soruyorum?

geçen gece aklıma takıldı.
üçüncü sayfa haberlerinde hunharca cinayete kurban gitmiş sevgilisiyle basılmış kendisini aldatan kocasını/karısını kesmiş vb. insanların/olayların haberleri olur.
ben bu haberler neden yapılır biz bu haberleri neden okuma ihtiyacı hissederiz, bunu hep düşünürüm.
başkalarının mutsuzluklarından başına gelen kötü şeylerden allahtan bizim başımıza gelmedi diyip mutluluk çıkarmak gibi gelir.(halbuki o insanların yerinde bizim de olamamamız için hiçbir neden yok)
bir adam karısını kestiyse bize ne yahu; tamamen adli bir vakıa bu ve hukuka yansımıştır zaten. toplumun ne kadar kötüye gittiğini bu haberler göstermiyor bence sadece bu tarz haberlere sayfalar ayıran dandik gazetelerin en çok satan gazeteler arasında olması daha vahimleştiriyor halimizi.
ama benim geçen gece kafama takılan bunlar değil. bunlar uzun zamandır meşgul etmekte zihnimi.
benim aklıma takılan şu:
son kanunlarla birlikte bu haberleri yapan şahıslar faillerin kimliklerinin gizli tutluması konusunda görece hassaslaştı. ama peki ya mağdurlar? mağdur ölüp gidiyor ama herksein olduğu gibi onun da kuvvetle muhtemel bir ailesi var. diyelim ki 39 yaşındaki bay A'nın evlilik dışı bir ilişkisi var. habere göre Bay A sevgilisi Bayan B'nin yatağında ölü bulunuyor. Eşi bayan C ve 10 yaşındaki oğlu D'nin de adları geçiyor haberde. şimdi haberi yapan Bayan B şüpheli durumunda olduğu için onun fotoğrafını flulaştırarak ve isim soyisminin de sadece baş harflerini yazarak haberi yapıyor ama olayda adı geçen diğer tüm şahısların isim soyisimleri alenen belirtilmiş. üstüne bir de 10 yaşındaki oğul D'nin fotoğrafı eklenmiş maktul babasıyla birlikte.
şimdi bu açıkçası anne ve oğul açısında pek onur verici bir durum değil. Baba A her ne yapmış olursa olsun D'nin babası. ama bu haberi yapan şahıs şüphelinin dışındaki isimleri ve resimleri sansürlemeden bu haberi yayımlayarak anne ve oğulun kişilik haklarına saldırıda bulunmuş olmuyor mu?
sonuçta bu şahıslar bizim için birer sarı çizmeli mehmet ağa olsalar da onları tanıyan birileri mutlaka var ve böyle boy boy gazetelere çıkmak onlar için zor bir durum.
bilmiyorum gazetecilik mesleğinin de bir etik anlayışı olmalı diye düşünüyorum; beni bu konuda aydınlatabilecek biri olursa çok sevineceğimdir...

4 yorum:

PuCCa dedi ki...

3. sayfa editörlüğü yapmış biri olarak söylüyorum
en fazla reklamı o sayfa alıyor.. en fazla da o sayfa okunuyor...
bir çok gelen haber bulunduğun gazetenin etik anlayışına göre konulmuyor..
mesela hergün çocuğuna tecavüz eden babayla ilgili haberler geldiği halde bir çok gazete bunu koymak istemiyor..
ölen kişilerin yada mağdurların adları tanıdık çıkması, olayla ilgili bilgisi olan biri varsa orada gördükten sonra ortaya çıkması için..
genelde küçük çocukların resmi konulmaz, çok büyük bir olay yoksa..tecavüz taciz gibi durumlarda kesinlikle konulmaz.. ailesinin de resmi konulmaz..
suçluluğu ispatlanmamış kimsenin resmi konulmaz, konulacaksa gözü kaşı blurlanır... isimlerinin baş harfleri konulur... kurallarına uyduktan sonra hınısından tınısından bulsunlar adamı çok önemli değil.. önemli olan avukatların bir açık yakalamaması.. deli para kazanıyolar bu işten çünkü...

beenmaya dedi ki...

işte bu sorunun cevabını veremediğim, bilemediğim için kendi mesleğimi yapmıyorum ya ben...

Mazlum Yolbaş dedi ki...

harbiden neden ?

Adsız dedi ki...

3.sayfa haberleri yapmış biri olarak bu benimde en çok düşündüğüm konulardandır...
okuldan mezun olduktan sonra sanat aşkıyla başladığım işime cinayet haberleriyle devam edişim sonucunda diyebilirim ki, en çok bu sayfalar iş yapıyor, isteniyor, Pucca'ya katılıyorum...Ayrıca insanlar röntgenci, toplumca başkalarının başına gelenleri merak ediyoruz...